Pandeminin Etkisinde Yeni Tüketici Davranışları
Pandeminin Etkisinde Yeni Tüketici Davranışları
Yazılım teknolojileri şirketi sahibi Metin Liçis ile pandeminin anahtar kavramı ‘değişimi’ ve bu çerçevede oluşan yeni tüketici davranışlarını değerlendirdik.
İstanbul’da dünyaya gelen ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansını tamamladıktan hemen sonra seyahat etmeye başlayan Metin Licis, değişimin sinyallerini yıllar öncesinde fark etti ve Avrupa’da yaşadığı uzun yıllar boyunca yeni tutkusu yazılım üzerine profesyonelleşti.
Metlin Licis, bugün gelinen noktada dijitalleşmenin kazandığı önemin bir sürpriz olmadığını dile getirdi ve ekledi “Covid-19 pandemisi yalnızca her türlü kurumun hızlanmasını sağladı.”
Farklı ekonomik avantaja, yönetim şekline ve kültüre sahip yüzlerce ülkenin tarihte sayılı defa gündeminin aynı olduğuna işaret eden Licis, yaşanan değişimin de küresel ölçekte olduğunu dile getirdi.
Metin Licis, pandeminin tüketici davranışları üzerinde 4 belirgin farklılığa yol açtığını ve pandemi boyunca edinilen alışkanlıkların pandeminin sonrasında da devam edeceğini dile getirdi.
Licis, tüketici davranışlarında gözlemlenen 4 belirgin farklılığı ve markalar için önemini şu şekilde sıraladı:
- Online alışverişte artış
- Sağlık ve hijyen ihtiyacında artış
- Ekonominin akıbetine dair endişe
- Sosyal sorumluluk bilinci gelişmiş markalara yönelme
“Covid-19 ile gelen kısıtlamalar milyarlarca insanın aynı anda evlerine çekilmesine sebep oldu bunun en öngörülebilir sonucu ise online alışverişin artış göstermesiydi. Ancak bunun dışında tüketiciler satın alınan mal ve hizmetleri de sorgulamaya başladı. ‘Bu benim için gerçekten gerekli mi?’ sorusu önem kazandı. Jean Baudrillard tarafından gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki farkın kalkmasını anlatan ‘tüketim toplumu’ kavramı için bu neredeyse bir ilkti. Göz ardı edilen şey ise söz konusu sorgulamanın tek nedeninin ekonomik kaygı olmayışı.
Salgın gibi ciddi bir sorunla karşı karşıya kalan ve ölüm gerçeği ile haşır neşir olan bireyler manevi değerlere, mutluluğa daha fazla önem göstermeye başladı. Bu değişiklik ise markalara yansıdı. Tüketici satın aldığı mal ve/veya hizmetlerin kalitesi, fiyatı gibi değişkenlerden çok markanın insanı değerlere verdiği öneme hassasiyet göstermeye başladı. Pandemi krizini yönetirken markaların üzerinde durması gereken konu tam da bu bence. Dijitalleşme sayesinde hedef kitlesi ile hiç olmadığı kadar yakınlaşma imkanı bulan markalar; kimliklerini ortaya koymalı ve hedef kitlesi ile arasındaki bağı kuvvetlendirmeli.”