Küçük İşletmelerin Büyümesini Engelleyen Pazarlama Hataları – 2

Teknoloji sektörünün tanınan yüzlerinden biri olan Metin Liçis, küçük işletmelerin yaptığı bazı pazarlama hatalarına dikkat çekiyor. Küçük işletmelerin oldukça işine yarayacağını düşündüğümüz bu içerik, konu hakkındaki ilk yazımızın devamı niteliğinde olacak. Metin Liçis tarafından gözlemlenen bu hataların neler olduğunu ve nasıl çözülebileceğini tam olarak öğrenmek istiyorsanız, öncelikle Küçük İşletmelerin Büyümesini Engelleyen Pazarlama Hataları başlıklı yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.

Şimdi konumuzun ikinci kısmına geçelim ve sıklıkla yapılan hataların neler olduğuna bakalım.

Sadece yeni müşterilere odaklanmak

Küçük bir işletme olarak, sürekli yeni potansiyel müşteri akışına sahip olmanız gerektiğini hissedebilirsiniz. Ancak bu her zaman doğru değildir.
Yeni müşteri çekmeye odaklanırken, mevcut müşteri tabanınızı dışlamamak gerekir.

Bazı şirketlerin, şikayetleri olan müşterilerini tatmin etmekte neden bu kadar hızlı olduklarını hiç merak ettiniz mi? Çünkü o şirketler, mevcut bir müşteriyi kaybetmenin, yenisini elde etmekten daha pahalı olduğunu muhtemelen pek çok kez tecrübe etmişlerdir.

Burada bahsettiğimiz şey, bir müşterinin yaşam boyu değeridir. Basitçe ifade etmek gerekirse, ana fikir mutlu olan bir müşterinin işletmenize geri dönmesidir. Zamanla bu memnun müşteri, işletmenizde daha fazla zaman ve para harcayacaktır.

Yalnızca satışa odaklanmayı bırakarak, müşterilerinizi memnun edip geri gelmelerini sağlayabileceğiniz bazı yollar düşünmeniz sizin için çok daha faydalı olacaktır.

Müşteriden geri bildirim istememek

Müşteriler, herhangi bir iş için anahtar olmalıdır ve onlarla iletişim kurmak işletmenizin geleceği açısından çok kıymetlidir.

Doğru geri bildirim; müşterilerinizin kim olduğu, neyi sevdiği ve hizmetinizi nasıl bulduğu konularında size fikir verir. Siz de bu fikirleri doğru kullanarak ürününüzü iyileştirebilir ve yeni fırsatları ortaya çıkarabilirsiniz.

Gerçek mekanda faaliyet gösteren bir mağaza işletiyorsanız; müşteriyle sohbet ederek, ona e-posta göndererek veya ürününüzü kullandıktan sonra onu arayarak geri bildirim isteyebilirsiniz (çevrimiçi işletmeler için de geçerlidir).

İşletmeniz çevrimiçiyse, e-posta anketleri gönderebilir, bir deneme sürümünü indirmeden önce onlara sorular sorabilir, ürününüzü kullanma şansı bulduktan hemen sonra onlara e-posta gönderebilirsiniz.

Yeniliği reddetmek

İlk pazarlama stratejiniz başarılı olsa bile,  pazarlamanızın düz çizgide olacağı bir nokta gelecektir. Muhtemelen işinizi sürdürdüğü bir noktaya ulaşacak, ancak artık büyüme yaratmayacaktır.

İşte o zaman yeni bir şeyler bulmanızın zamanı geldi demektir. Bu; yeni bir mesaj, yeni bir taktik, yeni bir kampanya veya farklı bir şey olabilir.

Bu değişikliği taahhüt etmek için büyük olasılıkla size yardımcı olacak veya pazarlama bütçenizi değiştirecek yeni insanları işe almak gibi şeyler yapmanız gerekebilir.

Evet, bu zor bir karar ama işletmenizin büyüyebilmesi için bazı riskler almak zorunda olduğunuzu unutmayın.

Sabırsızlık

Pazarlama zaman alır. Bazen bir ay, bazen altı, bazen daha fazla…

Bazı küçük işletmeler pazarlama taktikleri konusunda sabırsız davranır ve hiçbirine yeterli şans vermeden taktikten taktiğe geçer. Herhangi bir pazarlama taktiğinin anında bir etkisi olmayacaktır. Hepsi; ana fikre, yeterliliğe ve bütçeye bağlı olarak zaman alır.
Hemen sonuç alamamanız, işe yaramayacağı anlamına gelmez. Uyguladığınız herhangi bir pazarlama taktiği ölçülebilir olmalıdır. Böylece onu ilerledikçe izleyebilir ve değişiklik yapabilirsiniz. Pazarlama taktiklerinizin sonuçlarını etkileyebilecek, birçok küçük değişiklik vardır. Birkaç ince ayarın cansız bir şeyi güç merkezine dönüştürebileceğini unutmayın.

Stres Yönetimi İçin Uygulayabileceğiniz 2 Basit Adım

Modern hayatın gereklilikleriyle birlikte neredeyse hiç sıfırlanmayan yapılacak listesi en büyük stres kaynaklarından biri.

Su altında nefes almaya çalışıyormuşuz gibi hissettiren stresle nasıl baş edebiliriz? Nasıl daha dirençli daha da önemlisi huzurlu olabiliriz?

Oldukça yoğun bir iş temposuna sahip Metin Liçis, kendi hayatından yola çıkarak, stres yönetimi için 2 basit öneride bulunuyor.

Metin Liçis, stressiz bir hayata sahip olma arzususun dahi tek başına bir stres unsuru olduğunu vurguluyor ve doğru miktarda baskının bizi ileriye taşıyabileceğine inanıyor.

Başarılı iş insanı bu doğrultudan hareket ederek atılması gereken ilk adımın gereksiz stres kaynaklarının tespit edilmesi olduğunu söylüyor.

Başarılı iş insanı Metin Licis sözlerine şu şekilde devam ediyor:

“Fazla stresi ortadan kaldırmazsak, kendimize bakmamız veya zihnimizi daha dirençli olması için eğitmemiz mümkün olmaz. Bu yüzden işe gereksiz stres unsurlarını tespit ederek başlayın ve onları ortadan kaldırın. Bu şekilde söylendiğinde ne yapacağınız konusunda hala net bir fikre sahip değilseniz, birkaç örnek ile açıklama getirmeye çalışayım;

• Gece geç saatlere kadar çalışıyorsanız, kendinize daha erken bir durma noktası belirleyin.
• Eğer mümkünse iş yükünüzü biraz azaltın. Her şeyi siz yapmak zorunda değilsiniz, çalışma arkadaşlarınıza güvenin, yükünüzü bölün.
• Her şeye evet demeyi bırakın ve kesinlikle daha az toplantı yapın.
• Biriyle sürekli olarak çatışma yaşıyorsanız aranıza mesafe koyun. Israrla aranızdaki iletişim sıkıntısını çözmeye çalışmayın. Zaman, bunu sizin yerinize yapacaktır.
• Sizi geceleri ayakta tutan oyun oynama veya film izleme gibi alışkanlıklarınız varsa bunları kontrol altına almaya çalışın. Daha çok uyuduğunuzda, düşüncelerinizden kaçmak için bir şeyler ile oyalanmanıza ve uykusuz kalmanıza gerek kalmayacak.
• Gündeme ilişkin gelişmeler sizi rahatsız ediyor ve size üzüntü veriyorsa bir süre bunlardan uzak durun. Özellikle sosyal medyada beklemediğiniz anda maruz kaldığınız olumsuzluklar sizi kötü etkileyebilir.

Bu örnekler yaşam tarzına göre çoğaltılabilir ancak meselenin özü, yapılacaklar listenizi, zihninizi hafifletmek. Bu adımı başarıyla tamamladığınızda sıra kendinizi yenilemeye gelecek.

Kendini yenilemek iddiaları bir söylem olsa da bunu gerçekleştirmek oldukça kolay. Yine birkaç örnek ile basitleştireyim;

• Düzenli uyumak
• Doğada kısa yürüyüşler yapmak
• TV, bilgisayar, telefon gibi uyaranlarla ilgilenmeden güzel bir kahve içmek
• Arada bir şekerleme yapmak
• 10-15 dakikalığına dahi olsa iş aralarında güneş ışığı almak

Bunlardan yalnızca bazıları.

Benim bunları yapmak için vaktim yok demeden önce düşünün, vaktinizin ne kadarını ‘yapılacaklar listesi’ üzerinde çalışarak geçiriyorsunuz? Muhtemelen zamanınız çoğu, bu maddeleri halletmek yerine bu maddeler hakkında düşünmek ve strese girerek geçiyor. 1 günde yapabileceğiniz iş bellidir, tüm zamanınızı kalan işler hakkında endişelenmeye harcamak yerine kendinize vakit ayırabilirsiniz. Üstelik ertesi gün daha fazla iş halletmeniz de kaçınılmaz.”

Kişiselleştirmiş Müşteri Deneyiminin Önemi

Teknoloji ve yazılım firması sahibi Metin Liçis, hızlanan dijital dönüşüm ile birlikte kişiselleştirilmiş müşteri deneyiminden uzaklaşıldığını bunun ise markalar için tehdit oluşturduğunu dile getirdi. Liçis, teknoloji ile birlikte tüketicileri özel hissettiren insani unsurların göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Başarılı iş insanı Metin Licis, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Dijital iletişim, otomasyon ve yapay zeka çağında insan dokunuşu kayboldu. Müşteri deneyimi, standartlaştırılmış e-posta yanıtlarına, yazılı sanal yardıma ve programlanmış sohbet botlarına bırakılıyor. “Gerçek bir kişi” ile konuşmak bir yenilik haline geldi ve kişisel dokunuş uçup gidiyor. İşletmeler, müşteri deneyiminin her bölümünü sistemleştirmenin zamandan ve nihayetinde paradan tasarruf sağladığını düşünüyor. Fark etmedikleri şey ise müşterilerin istediği şeyin bu olmadığı.

Yapılan son araştırmalara göre tüketicilerin;

• Yüzde 80’i, kişiselleştirilmiş deneyimler sunan bir markalardan ürün/hizmet satın almayı tercih ediyor,
• Yüzde 71’i alışveriş deneyimleri kişisel olmadığında hayal kırıklığına uğruyor.
• Yüzde 63’ü, kötü bir kişiselleştirme deneyimi sunan şirketlerden ürün ve hizmet satın almayı bırakıyor.

Tüm bu unsurlar dikkate alındığında kişiselleştirme; maliyeti 50’ye kadar azaltıyor, kar marjını ise yüzde 5 ile 10 arasında artırıyor.

Kusursuz Bir İlk İzlenim Yaratmak İçin 5 İpucu

Gerçek şu ki, ilk izlenim her şeydir. Çoğu zaman iş adamları, mükemmel iş planını veya mümkün olan en iyi pazarlama kampanyasını bulmaya çalışarak işe fazla odaklanırlar. Tüm bunların ortasında, müşterilerinin onlar hakkında ilk düşündükleri şeyin çoğu zaman anlaşmayı bozan şey olacağını unutmaya meyillidirler. Ofislerinizin görünümünden, yaptığınız belirli eylemlere kadar, müşterinizin işletmeniz hakkındaki ilk düşüncelerini etkileyen pek çok şey vardır.

Değerli iş insanı Metin Liçis, başarıya giden yoldaki en önemli unsurlardan biri olan ilk izlenimin sıklıkla unutulduğunu dile getirdi ve ekledi: “Bugün başarılı olan insanlara baktığınız zaman birçoğunun ortak özelliğinin kuvvetli bir ilk izlenim yaratmak olduğunu görürsünüz.”

Peki Nasıl? Metin Licis kusursuz bir ilk izlenim yaratmak için gerekli olanları bizler için 5 başlık altında toparladı.

Metin Licis, meslektaşlarına şu tavsiyelerde bulundu:

“Kendinizi Doğru Şekilde Sunun

Kendinizi bir iş lideri olarak sunma şekliniz de çok önemlidir. Her durum için kurumsal bir imaj gerekli olmasa da insanların toplantı sırasında ilk birkaç dakika içinde sizinle ilgili bir fikir geliştirme eğiliminde oldukları bir gerçektir. Evden çalışıyorsanız, gerçekten giyinmeniz ve kravat takmanız gerekmeyebilir, ancak potansiyel müşterilerinizin çoğu profesyonelce görünen ve hareket eden birini arayacaktır. Bu şekilde bakmak için elinizden gelenin en iyisini yaptığınızda, yaptığınız işi ciddiye aldığınız ve sunumunuzu önemsediğinize dair belli bir mesajı karşınızdakine iletmiş olursunuz.

Ofisini Güzelleştirin

Ofisiniz, potansiyel müşterilerinizin ilk dikkat edeceği şeylerden biridir. Dağınık ve sıradan bir ofis, sizin de sıkıcı olduğunuz izlenimini yaratacaktır. Bunu iyileştirmek ve çalışma alanınızı güzelleştirmek için çaba sarf etmelisiniz.

İşletmenizi Doğru Şekilde Tanıtın

İşletmenizi tanıtma şekliniz tıpkı bireysel sunumunuz gibi önemlidir. Bu bağlamda işletmenize dair bilgileri paylaşırken oldukça dikkatli olmalısınız. Örneğin vereceğiniz kartvizit cüzdanlarda ezilen onlarca kartvizitten farklı olarak, işletmenizin ruhunu yansıtmalıdır. Kaliteli malzeme seçerek, tasarım detaylarına özen gösterilmedir.

Kaliteli Yazı Malzemeleri Sağlayın

Basit gibi görünse de tıpkı kartvizit örneğinde olduğu gibi müşterilerinize sunduğunuz her türlü doküman önemlidir. Yaptığınız işte gerçekten profesyonel olduğunuz izlenimini yaratmak istiyorsanız, potansiyel müşterilerinize yüksek kaliteli yazı malzemeleri, bildiriler ve makaleler sağladığınızdan emin olmalısınız. Bunlar, sizden ihtiyaçları olanı almak için aradıkları bilgilerdir. Belirli ve net bir mesaj iletmeniz gerekir. Bu, özellikle farklı bir müşteri tabanı çekmeyi hedefliyorsanız, farklı demografik özellikleri ve alanları hedeflemeniz gerekiyorsa geçerlidir. Mesajınız, ürün ve hizmet sunumunuz ile paralel olmalıdır.

İletişime Satış Konuşmasıyla Başlamayın

İyi bir ilk izlenim oluşturmanın en önemli yolu konuya pazarlama cümleleriyle başlamamanızdır. Müşteriniz ile öncelikle bir bağ kurmanız gerekir aksi takdirde reddedilmeniz kaçınılmazdır. Ayrıca kendisine güvenen markalar, satış amacı ile kendilerini sunma gereği duymaz. Özgüvenli, yaptığı işten emin ve geniş networke sahip işletmeler tüm bu unsurlar ile istediği dikkati hali hazırda üzerine çekmektedir.”

-Metin Liçis